DOLAR 40,1692 0.21%
EURO 47,0833 -0.02%
ALTIN 4.297,040,32
BITCOIN 46578494,57%
İstanbul
30°

AÇIK

Furkan Tunahan

Furkan Tunahan

10 Temmuz 2025 Perşembe

Günümüzün kabusuna dokunan bir roman “Dehşetin Günlüğü”

Günümüzün kabusuna dokunan bir roman “Dehşetin Günlüğü”
0

BEĞENDİM

Buğracan Tuğçin Güder’den rahatsız edici derecede gerçekçi bir gerilim hikâyesi.

İçinde yaşadığımız dijital çağ, sadece iletişimi kolaylaştırmakla kalmadı, aynı zamanda karanlık arzulara da yeni oyun alanları sundu.
Buğracan Tuğçin Güder’in kaleme aldığı Dehşetin Günlüğü, işte tam da bu boşluktan besleniyor: Kanunların gölgesinde, uygulamalarla sipariş edilen suçlar, yazının diliyle bile tüyler ürpertici bir gerçeklikle aktarılıyor.

Roman, adını aldığı biçimde bir günlük formatında ilerliyor. Anlatıcı, her biri “seans” adı verilen, kurbanların sistematik şekilde işkenceye maruz kaldığı olayları, soğukkanlı ve detaylı bir dille kayda geçiriyor. Kurbanlar; yaş, cinsiyet ve psikolojik yapılarına göre seçiliyor. Müşteriler ise bu seansları bir “platform” üzerinden, adeta yemek siparişi verir gibi satın alıyor.

Güder’in romanı yalnızca bir korku hikâyesi değil; aynı zamanda insan doğasına, anonimliğin verdiği cesarete ve modern toplumun vicdan yitimine dair karanlık bir eleştiri. Anlatıcının hem izleyici hem uygulayıcı olması, okuyucuyu sarsan ahlaki sorgulamalara sürüklüyor.

Hiçbir şeyin adının tam konulmadığı, karakterlerin yüzlerinin bulanık kaldığı bu evrende en net olan tek şey: dehşetin sıradanlaştığı bir dünya ihtimalinin düşündüğümüzden daha yakın olduğu.

Kısa, keskin cümleleriyle rahatsız eden; rahatsız ettikçe düşündüren Dehşetin Günlüğü, cesaret isteyen ama ödülünü veren bir okuma deneyimi sunuyor. Dijital çağın yüzümüze çarptığı bu karanlık ayna, belki de bu yılın en çarpıcı yerli gerilim romanı olmaya aday.

Romanın Özeti:
Dehşetin Günlüğü”, Buğracan Tuğçin Güder imzası taşıyan, 2025’te yayımlanan bir psikolojik-gerilim romanı. Günlük formatında kurgulanan eser, bir organizasyon tarafından organize edilen, sipariş üzerine işlenen korkunç suçları, bir uygulama aracılığıyla müşteriye sunulan “seans”-ları anlatıyor .
Bir sistem üzerinden suç işleyen, kimlik bilgileri gizlenmiş müşteriler için “kurbanlar” teslim edilir. Bu kişiler yaş, cinsiyet ve başka tercihlere göre önceden seçilir. Ardından bu kurbanlar, anlatıcının karşısına ya da günlükte ifadesiyle “koltuğuna” getirilir
• Anlatım: Hikâye birinci tekil şahıs günlüğü formatında ilerler. Anlatıcı, her seansın detaylarına, uygulama sürecine nasıl dahil olduğuna ve yaşananlara doğrudan tanıklık eder.
• Ton & Atmosfer: Okuyucu, kapalı mekânlarda gerçekleşen işkence ve suçların soğukkanlıca kaydedilen anlatımıyla hem dehşete düşer hem sistemin nasıl işlediğini katman katman öğrenir. Günlüğün gerçekçi üslubu, insanlığın karanlık yüzünü ortaya koyar.

Modern dünyanın karanlık arka sokaklarına korkusuzca adım atan Buğracan Tuğçin Güder, “Dehşetin Günlüğü” ile okuru dehşetin ve vicdanın sınırlarında dolaştırıyor. Günlük formatında kurgulanan bu çarpıcı roman, sıradan görünen ekranlarımızın ardında gelişen organize bir suç sistemini merkezine alıyor.

Bir uygulama.
Kimliği gizli müşteriler.
Yaş, cinsiyet, karakter özelliklerine göre seçilen kurbanlar.
Ve… bir koltuk.
Hepsi tek bir “seans”ta buluşuyor.

“Dehşetin Günlüğü”, her biri bir başka kurbanla dolu seansları, anlatıcının soğukkanlı gözünden okura aktarıyor. Uygulama üzerinden sipariş edilen acı, gerçekçilikten ödün vermeyen rahatsız edici detaylarla yazıya dökülüyor. Roman, okuruna hem bir suç örgüsünün işleyişini izletiyor hem de sessiz bir sorgulamaya davet ediyor: “İzlemek ne zaman suç olur?”

Neden Okunmalı?
• Teknolojiyle iç içe geçmiş bir suç mekanizması
• Psikolojik derinliği yüksek anlatım
• Günlük diliyle akan, sürükleyici bir kurgu
• Etik, vicdan ve anonimlik üzerine sarsıcı sorular

Okura Uyarı:

Bu kitap rahatsız edebilir. Ve belki de bu yüzden, okunmalıdır.

“Dehşetin Günlüğü”, Türk edebiyatında nadir rastlanan cesur adımlardan biri. Cesareti olan herkes için…

Devamını Oku

Disleksi Sanat Sergisi Fethiye’de Büyük İlgi Gördü

Disleksi Sanat Sergisi Fethiye’de Büyük İlgi Gördü
0

BEĞENDİM

Disleksiye dikkat çekmek amacıyla düzenlenen Disleksi Sanat Sergisi, 8-13 Temmuz 2025 tarihleri arasında Fethiye Kültür Merkezi’nde sanatseverlerle buluştu. Sanatın evrensel diliyle disleksiyi anlatmayı hedefleyen sergi, ziyaretçilerden büyük ilgi gördü ve yoğun katılımla tamamlandı.

Resim, heykel, seramik ve fotoğraf gibi farklı disiplinlerden eserlerin yer aldığı sergide; Alev Akbaş Sudan, Aida Navidi, Aylin Menekşe, Belgin Altaç, Filiz Yiğitel, Ümit Dilek Aydoğan, Nazende Yücel ve Şebnem Ersoy’un eserleri izleyiciyle buluştu. Her sanatçı, disleksiye sahip bireylerin iç dünyasını, yaşadıkları zorlukları ve mücadelelerini kendi üslubuyla yansıttı.

Sanat Yoluyla Farkındalık

Sergiyi ziyaret edenler, eserler aracılığıyla disleksinin bireysel yönlerini daha yakından tanıma fırsatı buldu. Disleksiye dair toplumsal önyargıların kırılmasına katkı sunan sergi, birçok sanatseverin duygusal anlar yaşamasına da neden oldu.

Açılışa Yoğun Katılım

8 Temmuz akşamı düzenlenen açılış törenine sanat camiasından, eğitim dünyasından ve sivil toplumdan pek çok isim katıldı. Açılışta konuşan sergi küratörü Aylin Menekşe, sanatın yalnızca estetik değil, aynı zamanda güçlü bir farkındalık aracı olduğuna vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:

“Disleksi sadece bir öğrenme farkıdır, eksiklik değildir. Bu sergiyle bireylerin nasıl hissettiklerini sanat yoluyla aktarmak istedik. Yoğun ilgi ve olumlu geri dönüşler bizleri çok mutlu etti.”

Toplumsal Etki ve Geri Bildirim

Ziyaretçiler, serginin ardından disleksi konusunda daha fazla bilgi edinme ve bu konuda duyarlı olma yönünde adımlar atacaklarını belirtti. Etkinlik boyunca eğitimciler, ebeveynler ve öğrenciler için özel rehberli turlar da düzenlendi.

Basın ve İletişim

Sergiyle ilgili detaylı bilgi ve röportaj talepleri için:
Aylin Menekşe
📞 0533 426 68 77
[email protected]

Devamını Oku

Ünlülerin iç mimarı Ahu Akın’dan 2025 yaz dekorasyon trendleri

Ünlülerin iç mimarı Ahu Akın’dan 2025 yaz dekorasyon trendleri
0

BEĞENDİM

2025 Dekorasyon Trendleri: Kendi Hikayesini Anlatan Mekanlar

Yaşam alanlarımız artık sadece estetik değil; bizi yansıtan, kişiselleştirilmiş ve anlam barındıran detaylarla şekilleniyor. Kimlikli mekanlar yaratma arzusu, güncel tasarım anlayışını bireysel dokunuşlarla birleştirme ihtiyacını da beraberinde getiriyor.

Ünlülerin iç mimarı Ahu Akın, bu yaklaşımın artık sadece bir trend değil, kalıcı bir dönüşüm olduğunu vurguluyor.

2025, sıcak ve yaşanmış hissi veren bir trend olan ‘kasıtlı dağınıklığın’ yılı. Bu stil, her objenin bir hikâye anlattığı, bienal küratörü titizliğinde düzenlenmiş kişisel galeriler yaratmayı öneriyor. Bu yıl, minimalizmin boşluklarını daha fazla doku, renk ve anlama sahip parçalarla dolduruyoruz.


Ahu Akın’a göre, bu stilin özü; geçmişiyle barışık, bugünü yaşayan ve geleceğe referans veren alanlar yaratmak.

Zarif maksimalizm, daha sakin ve zamansız bir çizgide ilerliyor. Üst üste kullanılan desenler, zemin-tavan boyunca uzanan dokular, ve katmanlı dekorlar; mekâna derinlik ve özgünlük katıyor. Her detay kişiselleştirilmiş ama dengeli: Aşırılıktan uzak ama etkileyici.

Ahu Akın, zarif maksimalizmin özellikle şehir yaşamına ruh kattığını ve kullanıcıyla duygusal bağ kurduğunu söylüyor.

Renk paleti, bu dönüşümün en önemli anahtarı.
Mocha mousse sıcak kahve tonuyla zarafeti doğallıkla buluşturuyor.
Grenj, gri ve bejin sakin karışımı olarak özellikle oturma alanlarında denge sağlıyor.
Zeytin yeşili ve bej tonları, mekâna doğallık ve huzur katarken;
lavanta ve pudra pembe, romantik ve samimi alanlar yaratmak için birebir.
Bebek sarısı, hasır ve ahşapla birleştiğinde neşeli bir atmosfer sağlıyor.
Koyu kırmızı ise geniş ve yüksek tavanlı alanlarda güçlü bir vurgu yapıyor.
Mavi ise her alana enerji katmaya devam ediyor.

Perdelerde açık tonlar ve zarif desenler, aydınlatmada ise ahşap, cam ve beton gibi doğal malzemeler ön planda. Modüler ve işlevsel aydınlatmalar, kullanım kolaylığı ve görsel çeşitlilik sunuyor. Halılarda ise doğal iplikler, dijital baskılar ve teknolojik dokunuşlar dikkat çekiyor.

Ünlülerin iç mimarı Ahu Akın, doğal malzeme kullanımının sürdürülebilir şıklığın anahtarı olduğunu belirtiyor.

Ahu Akın “Sonuç olarak 2025 dekorasyonu, sadece bir stil değil; bir yaşam duruşu. Anlamlı tercihlerle donatılmış, fonksiyonel ama duygusal alanlar yaratmak artık bir lüks değil, ihtiyaç. Bu yıl evlerimiz; hem geçmişimizi yansıtan hem geleceğimizi kuran, içsel bağlarımızı güçlendiren sahnelere dönüşüyor.”

Devamını Oku

Hem İstanbul’a hem huzura yakın My Reset Çatalca hizmete açıldı

Hem İstanbul’a hem huzura yakın My Reset Çatalca hizmete açıldı
0

BEĞENDİM

İstanbul’a yalnızca 35-40 dakikalık mesafede yer alan Çatalca Aydınlar Köyü’nde doğayla iç içe konumlanan My Reset, butik otel konseptiyle kapılarını misafirlerine açtı. Kadın girişimciler Güler Aydın ve Seda Şenik’in ortaklığıyla hayata geçirilen proje, doğallığı, sadeliği ve samimiyetiyle dikkat çekiyor.

Mekan, geçmişte terk edilmiş bir yapı iken bugün konforlu ve huzurlu bir yaşam alanına dönüştü. Ortaklardan Güler Aydın, geçmişte burada bir korku filmi çekildiğini hatırlatarak, “Gerçekten film setine uygun bir yerdi. Bugün geldiğimiz noktada burayı yeniden inşa ettik. Her detayını birlikte tasarladık” dedi.

Otelcilik alanında deneyimli bir iş insanı olan Seda Şenik ise, “İnsanlarla birebir temas kurabileceğimiz, onları evlerinde gibi hissettireceğimiz bir yer yaratmak istedik. Gelen misafirler buradan ayrılmak istemiyor. Havası, doğası, sessizliği gerçekten çok özel” ifadelerini kullandı.

14 Odalı Butik Hizmet

Toplam 14 odası bulunan My Reset, misafirlerine butik otel anlayışıyla hizmet veriyor. Açık yüzme havuzu, doğayla uyumlu mimarisi ve huzurlu atmosferiyle öne çıkan tesiste, kahvaltı konaklama ücretine dahil sunuluyor. Güler Aydın’ın elinden çıkan yemekler ise misafirler tarafından büyük beğeni topluyor.

“Yemek yapmak bir tutku. Gurmelik yetenek ve damak tadı ister,” diyen Şarkbay, menüdeki tatların kendi tariflerinden oluştuğunu belirtti.

Organizasyonlara Açık, Fiyatlar Uygun

Sadece konaklama değil; düğün, nişan, seminer, yoga kampı gibi organizasyonlara da ev sahipliği yapabilen My Reset, farklı konseptler arayanlar için alternatif bir destinasyon sunuyor.

Fiyat politikası hakkında bilgi veren Seda Şenik, “Sapanca veya Alaçatı gibi yerlerle kıyaslandığında fiyatlarımız çok daha uygun. Ama hizmet kalitesinden asla ödün vermiyoruz” dedi.

Kadın Girişimcilerden İlham Veren İş Birliği

My Reset, iki kadın girişimcinin hayalini gerçekleştirmesiyle ortaya çıktı. Güler Aydın ve Seda Şenik’in güç birliğiyle hayata geçirilen projeye eşleri Murat Güler ve Cengiz Şenik de arka planda destek veriyor.

İletişim ve Ulaşım Kolaylığı

Çatalca Aydınlar Köyü’nde yer alan My Reset’e ulaşmak oldukça kolay. Merkeze yakınlığı ile dikkat çeken tesis, Instagram ve web sitesi üzerinden de rezervasyon kabul ediyor.

📍 Adres: Aydınlar Köyü, Çatalca – İstanbul

İnstagram: @myresetcatalca

web sitesi : www.myresetcatalca.com

Devamını Oku

İstanbul’a Yarım Saatte Tatil: Kumburgaz Sahil Gold Otel Sezona Hızlı Girdi

İstanbul’a Yarım Saatte Tatil: Kumburgaz Sahil Gold Otel Sezona Hızlı Girdi
0

BEĞENDİM

Başta yemek sektörü olmak üzere inşaat, şehirler arası taşımacılık, otobüs firmaları işletmeciliklerini başarıyla devam ettiren başarılı iş insanı Maşallah Sayhan turizm sektörüne de iddialı bir giriş yaptı.

Maşallah Sayhan İstanbul’a sadece yarım saat uzaklıktaki Kumburgaz Sahil Gold Otel, 2025 yaz sezonuna yenilenen yüzüyle hızlı bir giriş yaptı. Geçtiğimiz yıl 25 Ağustos’ta devralınarak isim ve işletme değişikliğine gidilen otelde, kış aylarında yapılan kapsamlı tadilatların ardından yepyeni bir konsept sunarak turizm sektöründe de bende varım dedi..

Kumburgaz Sahil Gold Otel müdürü Furkan Kırmzıkoyun basın mensuplarına yaptığı kısa açıklamada “Geçtiğimiz dönemler daha önce yalnızca grup misafirlerine hitap eden Kumburgaz Sahil Gold Otel, artık bireysel konuklarını da ağırlamaya başladı. Tüm odaların konforu artırılırken, suit odaların tamamı deniz manzaralı olarak hizmet veriyor” dedi.

Açıklamalarında devam eden Furkan Kırmızıkoyun. “Eskiden dışarıdan gelen misafirler bekledikleri hizmeti bulamıyordu. Şimdi ise tamamen yenilenen odalar, havuz, spa, hamam ve restoran imkanlarıyla eksiksiz bir tatil vadediyoruz,” diyen Kırmızıkoyun, Kumburgaz’ın Alaçatı’yı aratmayan doğal güzelliklere sahip olduğunu vurguladı.

Deniz ve Havuz Keyfi Aynı Anda

Denize yalnızca 56 adım mesafede yer alan Sahil Gold Otel’in en büyük avantajlarından biri de temiz, sığ ve kum tabanlı sahili. Çocuklu ailelerin güvenle tercih edebileceği otel, havuz başı hizmetleriyle de dikkat çekiyor.

Balkanlardan Yoğun İlgi

Özellikle Makedonya, Bosna-Hersek ve Hırvatistan gibi Balkan ülkelerinden gelen turistlerin ilgisini çeken otelde, konaklayan yabancı misafirler için İstanbul ve çevre şehirleri kapsayan kültürel turlar da düzenleniyor. Sultanahmet, Ayasofya ve Bursa’daki tarihi camiler, tur programlarının başlıca durakları arasında.

Yerel Ziyaretçilere Günlük Tatil İmkânı

Yalnızca konaklama değil, günübirlik ziyaretler için de tercih edilen otel, İstanbul’dan kolay ulaşımıyla ön plana çıkıyor. Metrobüs ve otobüsle otelin önüne kadar ulaşmak mümkün.

Dünya Mutfağı Ayağınıza Geliyor

Otelin mutfağı da dikkat çekici. Şefler, misafirlerin taleplerine göre İtalyan ya da Türk mutfağından özel yemekler hazırlıyor.

Uygun Fiyat, Lüks Hizmet

Furkan Bey, Güney bölgelerine kıyasla daha ekonomik fiyatlarla hizmet sunduklarını belirterek, “Güneyde 7-8 bin TL’ye yapılan bir tatili, burada daha uyguna ve hatta daha kaliteli bir şekilde gerçekleştirmek mümkün,” dedi.

İletişim ve Ulaşım Kolaylığı

Sahil Gold Otel’e ulaşmak için internet üzerinden “Sahil Gold Otel” şeklinde arama yapılması yeterli. Ayrıca Instagram ve Twitter hesapları üzerinden de otelle ilgili bilgilere erişilebiliyor.

İletişim Bilgileri

Mail : [email protected]

Tel: 0536 471 37 49

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.